Perde Arkasına Bir Bakış: Futbol Belgeselleri

Yayın Tarihi: 24 Ekim 2023
Toplam Okunma: 1197
Okuma süresi: 6,9 dakika

Berke Cihan

Futbol belgeselleri, işin perde arkasını daha önce hiç olmadığı kadar iyi gözlemlemenin popüler bir yolu haline geldi. Takımların nasıl antrenman yaptıkları, atılan imzaların ardındaki nedenleri ve yeni hikayelerin ortaya çıktığı süreçte futbol dünyasında yaşanan her şeyi görmek mümkün oluyor. Oyuncuları sahada izlemek güzel olsa da onları bir de sinematik açıdan izlemek de işe ayrı bir hava katıyor. Son dönemde zirvelerden diplere düşen takımların, Avrupa’nın tepesine tırmananların ve de her şeyin ateşleyicisi olan taraftarların hikayelerini bir hafta sonu kaçamağında izleyebileceğiniz belgesellerle derledik.

Sunderland ‘Til I Die (1.Sezon)

Bu belgesel, ülkemizde de zaman zaman ortaya çıkan kulüplerin sahiplik tartışmalarına örnek olabilecek kötü bir deneyimi anlatıyor. Sunderland, 2006-2007 sezonu sonunda Premier League’e çıktıktan sonra, 2008 Eylül’de Kildare Patners’in kurucusu Ellis Short tarafından satın alınmıştır. On yıl üst üste Premier League’de kalma başarısı gösteren kulüp, gelen kötü yatırımlar ve planlama hataları sonucu 2016- 2017 sezonunu Premier League’de son sırada bitirerek Championship’e, yani bir alt lige düşmüştür. Belgeselimiz, Sunderland’in düşüşünün ardından kulübün sahibi Ellis Short’un takıma yaptığı yatırımı azaltması ve kulübün mali açıdan zor bir döneme girmesiyle başlar. Başkanın yatırımı azaltmasına rağmen idari ekip, taraftar ve şehir üst lige çıkacaklarına inanırlar. Ancak sezon ilerledikçe Championship’in yoğun temposu için yeterince derin olmayan kadroda, talihsiz sakatlıklar yaşanır ve sezonu son sırada bitirirler. Sezonun sonlarına doğru taraftarın geleceğe umutla bakmasını sağlayan bir gelişme yaşanır. Sunderland kulübü Nisan 2018’ de İngiliz iş adamı Stewart Donald tarafından satın alınır ve kulüp ile şehir yeniden kenetlenerek umutlarını tazeler. Bu belgeselde Sunderland şehrinin tarihi, taraftarların kulübe olan bağı çok detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Ancak daha çok futbolun görünmeyen yüzü olan Kulüplerin mali yapısı, idari ekip, teknik ekip ve oyuncuların üzerindeki baskı, kiralık oyuncuların kulübe olan bağları, bazı futbolcuların paraya olan bağlılığı detaylı bir şekilde paylaşılması ile son zamanlarda çıkan en iyi spor belgesellerinden birisidir.

Sunderland ‘Til I Die (2.Sezon)

Belgeselimizin ikinci sezonunda Championship’den de EFL League One’a düşen takımımız, yeni başkan ve yönetimi ile kulübü olduğu mali çöküntüden çıkarmak gibi zorlu bir göreve başlar. Başkan ve idari ekip İngiltere 3. Lig olan EFL League One’da taraftarı stadyuma çekmek için projeler üretirken takım lige Josh Maja önderliğinde iyi bir başlangıç yapar. Sunderland kulübünde her şeyin yavaş yavaş yerine oturduğu düşünülürken o sırada kulübü şoke eden bir haber gelir. Sunderland altyapısının bir ürünü olan Josh Maja, EFL League One’da çıktığı 24 karşılaşmada 15 gol ve 2 asist ile takımın yıldızı olmuştur ancak sezon sonu sözleşmesi bitecektir. Sunderland yönetimi ile Maja’nın sözleşme görüşmeleri devam ederken Bosman Kuralları çerçevesinde, istediği kulüp ile görüşme hakkı vardır. Sonuç olarak Maja, Ligue 1 ekiplerinden Bordeaux ile sezon sonunda transferi için anlaşmıştır. Haberi duyan başkan Stewart Donald, belki de en büyük pişmanlığı olacak bir karar vermiş ve Bordeaux kulübü ile görüşerek Maja’yı devre arası apar topar göndermiştir.

Devre arası transfer döneminin sonlarına doğru gerçekleşen bu transferden sonra, Sunderland Kulübü Josh Maja’nın yerine oyuncu arayışlarına başlamış ve Will Grigg üzerine yoğunlaşmıştır. Transfer döneminin kapanmasına dakikalar kalmasına rağmen süren pazarlıklar sonucunda, ciddi bir bonservis ücreti ile Sunderland’a imza atar. Sunderland, sezonun ikinci yarısında performansında ufak düşüş olmasına rağmen sezonu beşinci sırada bitirmiş ve üst lige terfi maçlarına katılma hakkı kazanmıştır. Bu maçların ilk turunda rakibi Porstmouth’u eleyen Sunderland, playoff finalinde Charlton Athletic’e 2-1 kaybederek Championship’e çıkamaz. Devre arasında 3.4M€ karşılığında takıma katılan Will Grigg, çıktığı 18 maçta 4 gol 2 asist ile vasat bir performans sergiler. Bu belgeselde; altyapıdan çıkan oyuncuların önemi, oyuncular ile gerçekleşen sözleşme görüşmeleri ve devre arası transferin zorlukları ekranlara taşınmıştır. Belki de başkan Stewart Donald’ın, Josh Maja’dan para kazanma düşüncesi olmasa Sunderland ekibi üst lige çıkmayı başaracaktı ve Will Grigg gibi bir yüksek harcamanın altına imza atmayacaktı.

FC Bayern, Behind the Legend

Bu belgeselde, Bayern Münih’i diğer kulüplerden ayıran yönetim tarzı ön plana çıkıyor. Bayern Münih’in Covid-19 döneminde geçirdiği maddi sıkıntılardan bu süreçte yapılan çevrimiçi antremanlara kadar her şey anlatılıyor. Pandemi döneminde oynanan sezonda kulübün gelir arayışlarını; teknik ekibin, idari ekibin ve futbolcuların prösedürlere karşı yaklaşımlarını gördüğümüz belgeselde, Almanya’nın altyapı sistemini de gözlemleyebiliyoruz. Altyapı maçlarından görüntüler ve Serge Gnabry, Leroy Sane, Leon Goretzka gibi oyunculardan gelişim süreçlerini dinliyoruz. Nico Kovac’ın takımdan ayrılması ile göreve gelen Hans-Dieter Flick’in maç önü ve soyunma odası konuşmalarını izleyebiliyoruz. Bu belgeseli, diğer belgesellerden ayıran en önemli konusu ise teknik direktör transferi üzerine gerçekleşiyor. Hans-Dieter Flick’in sezon sonunda Bayen Münih’den ayrılıp Almanya Milli Futbol Takımı’nın başına getirileceği açıklandıktan sonra Bayern Münih hoca arayışlarına başlıyor ve 25M€ karşılığında Julian Nagelsmann transferi gerçekleşiyor.

All or Nothing Arsenal

Amazon Prime Video’nun efsaneleşmiş belgesel dizi serisinin son yapımı olan “All or Nothing: Arsenal”, bizlere uzun süre başarısızlıkla anılan takımın kötü gidişi durdurma çabalarını anlatıyor. 2020-2021 sezonunu Premier League’de sekizinci sırada bitirerek herhangi bir Avrupa kupasına katılamayan Londra ekibi, 2021-2022 sezonuna birkaç transfer yaparak başlar. Ancak 3 mağlubiyet ve 0 gol ile sezonu açan Londra ekibi en kötü lig başlangıçlarından birini yapar. Yönetim, taraftar tepkisine rağmen takımın teknik direktörü Mikel Arteta’nın arkasında durur ve Arsenal yavaş yavaş yükselişe geçer. Bu belgeselin en önemli yanı, takımın kaptanı Pierre-Emerick Aubameyang ve Mikel Arteta’nın arasında geçen tartışmadır. Aubameyang’ın kaptanlığının alınması spekülasyonların iyice artmasına yol açar. Neredeyse her basın toplantısında Aubameyang ile ilgili sorularla karşı karşıya kalan Arteta ve Arsenal’in önüne, Ocak ayı transfer döneminin son gününde bir fırsat çıkar. Mali olarak zor günler geçiren Barcelona Aubameyang’ı kiralamak ister.

Arsenal ve Barcelona’nın arasında geçen pazarlıklar sonucunda Arsenal oyuncunun sözleşmesini fesheder ve Aubameyang Katalan ekibine katılır. Sezonu Şampiyonlar Ligi potasında bitirmek isteyen Arsenal, sezonun son sekiz maçında alınan dört galibiyet ve dört mağlubiyet ile sezonu beşinci sırada Avrupa Ligi potasında bitirir.

 

 

Kategori: Medya, Spor

E-Bülten Kaydı

Gelişmelerden haberdar olun.

Yorum Yazın