Yeni Medya, Yeni İmkânlar: Yeni Bir Gazetecilik Hikâyesi
Çağla Erdoğan
Tarihler 15 Haziran 2019’u gösterdiğinde Youtube’da yayınlanan bir belgesel ülke gündemine oturdu.
Ülkenin en kalabalık şehri İstanbul’un Esenler Otogarı’nın alt katını anlatan distopik bir belgesel tam iki buçuk milyon izlenme almıştı. “Hayaller Paris, gerçekler Esenler Otogarı” sözüyle biten belgeselin etkisiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi harekete geçti, adeta bir suç mahalini andıran Esenler Otogarı’nın alt katı bir müddet sonra onarıldı ve yenilendi. İşte gazetecilik mesleğinin kamusal faydasının en önemli göstergelerinden biriydi bu. Yeni medya mecralarından birinde yayınlanan ve alışık olmadığımız türden bir belgesel kamuoyu yaratmış, kamusal bir sorunun çözülmesini sağlamıştı. “esenler otogar: alt kat” ismiyle yayınlanan belgeselin, editörü, kameramanı ve yönetmeni Ümit Oktay Aymelek bu sayıda konuğumuz oldu.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümü mezunu olan Aymelek’in habercilik ve görsel sanatlara ilgisi çocukluğunda başladı. Bu ilgi lisede görsel sanatlar kulübü kurmasına vesile oldu. Haberciliğe olan ilgisi gündemi sıkı takip eden birine dönüşmesini sağlamış ve teknolojik imkânların gelişmesi, Youtube gibi platformların gündelik hayatımızda yer almasıyla birlikte onun da hikâyelerini anlatabileceği imkânlar oluşmaya başladı. Ortağı Sercan Subaşı ile 2020’de Slot Medya adlı dijital içerik ajansı kuran Aymelek, belgesel-haber formatında içerik üretimine devam ediyor. Benekli Ayhan, Büyüknohutçu Davası, Çöplerden Semt Analizi, Beyaz Yaka gibi ses getiren belgesellerin yönetmeni Ümit Oktay Aymelek gazetecilik pratiklerini ve yeni medyanın sunduğu imkânları anlattı.
Her insanın bir hikâyesi var. Bazılarının hikâyesi bambaşka… Esasında herkesin bir şekilde sokakta karşılaştığı ama hikâyesini bilmediği bir kâğıt toplayıcısının hikâyesi çok ilgi çekici olabiliyor. Ben böyle şeyleri belgeselleştirmek istiyorum.
Belgesel biçiminde haber üretmeye nasıl karar verdiniz?
Ekonomi mezunusunuz ve iki meslek birbirinden çok ayrı. Üretmeyi seviyordum, haberi takip etmeyi seviyordum, haber anlatış biçimlerini seviyordum. Bir konu hakkında fikirlerimi daha fazla kişiye ulaştırmak istiyordum. Sonra hikâyeyi belgeselleştirip paylaşmaya başladım. Youtube da bu konuda bana olanak sağladı. Yani söyleyecek bir sözüm vardı. Mesela pandemi döneminde müzisyenlerin yaşadığı sıkıntılara çokça şahit oldum. Benim bunu anlatmam lâzımdı. Durum bildiğiniz gibi değil demem lazımdı. Bu iş bir çeşit dert anlatma aracına dönüştü benim için.
Yani dert ettiğiniz konuları insanlarla paylaşmak, bilinç oluşturmak istediniz diyebilir miyiz?
Evet. Sadece haber bazında da değil. Her insanın bir hikâyesi var. Bazılarının hikâyesi bambaşka… Esasında herkesin bir şekilde sokakta karşılaştığı ama hikâyesini bilmediği bir kâğıt toplayıcısının hikâyesi çok ilgi çekici olabiliyor. Ben böyle şeyleri belgeselleştirmek istiyorum. Bu haberleri geleneksel medyadan daha farklı bir şekilde yansıtıyorsunuz. Habere absürtlük ve mizah katarak vermek ilgi çekiciliğini arttırdığı gibi konunun daha iyi anlaşılmasını ve kamuoyu oluşmasını kolaylaştırıyor olmalı.Geleneksel medyanın oyuncuları halâ çok güçlüler. Bizim etimiz budumuz belli. “Onların arasından nasıl sıyrılacağız” derdimiz bu. Bizim de bir hikâyemiz var ve bambaşka şekilde anlatıyoruz. İlk olarak geleneksel medya içerikleriyle editöryal anlamda ayrışıyoruz. Etki alanımız gereği onlardan daha dikkatli olmalı, karakter seçimini iyi yapmamız gerekli. Bu yüzden seçtiğimiz olayı hikâyeleştirmek, doğru karakterleri bulmak, daha fazla emek harcamak, videonun estetiğini ve tasarımını daha da yukarı çekmek gerekiyor. Haberi geleneksel medya da işliyor ben de işliyorum ama ben haberi görselleştirirken biraz daha “seksileştirmekten” yanayım.
Haberi seksileştirmek ne anlama geliyor?
Daha izlenebilir hale getirmek, ilgi çekici hale getirmek ama bunu yaparken haberin içini boşaltmadan, karakterleri karikatürize etmeden yapmak. Müzik tercihlerinle, kurgu dilinle, seçtiğin karakterle daha izlenebilir hale getiriyorsun. Cambazlık ya da reyting avcılığı yapmıyoruz, sadece bir adım öne nasıl geçebiliriz onu planlıyoruz. Biz sıcak haber yapmıyoruz, değerini kaybetmeyen haberler yapıyoruz. Örneğin günlük olarak haber kanallarının değindiği cinayetler değil, iş cinayetleri dosyası yapıyoruz. Mesela Ekrem İmamoğlu’na hapis cezası geldiği konuşuluyor. Haber kanalları bunu sıcak haber olarak giriyor. Biz yaparsak eğer, şimdiye kadar siyasi ceza almış parti liderlerini derleyip belgesel haline getiriyoruz. Belgesel yaptığımız için bakış açımız böyle farklılaşıyor.
Habercilik faaliyetini Youtube’da sürdürmek nasıl mümkün oluyor?
İlk bakışta Youtube’da habercilik yapmak mümkün, kolay ve basit. Gmail hesabınızla bir kanal açar, ismini koyar, kamerayla kaydettiğiniz videoyu yükleyebilirsiniz. Ama burada sürdürülebilirlik ile ilgili bir problem var. Çoğu gazeteci bir Youtube kanalı açıp bu işe girdi ama bu şekilde para kazanmak çok da kolay değil. Çünkü bu gazetecinin bir ailesi var, başka bir işten de para kazanması gerekiyor ama aynı zamanda bu işe de vakit ayırması gerekiyor. Yani günün sonunda tek bir mecra giderlerinizi karşılayacak bir iş olmaktan çıkıyor. Biz mesela dışarıya prodüksiyon hizmeti de veriyoruz ve kazandığımız parayı Youtube’a aktarıyoruz. Geçmişe oranla her şey daha basitleşiyor, ekipmanlar küçülüyor daha kompakt hale gelip ulaşılması kolay oluyor. Bir telefonla bile bir haber çekip dijital mecralarda paylaşabiliyorsunuz. Bu arada konvansiyonel medyadan yeni medyaya geçiş yapan gazetecilerin çoğu akıllı telefonlarıyla bu işi yapıyor. Bir sırt çantasıyla büyük ve kaliteli prodüksiyonlar yapabiliyoruz.
Sanırım bu işe girmek isteyenlerin bilmesi gereken bir diğer husus da telif konusu. Yeni medya mecraları telif hakkı konusunda da algoritmalar geliştiriyor ve artık içerik üretenler için telifsiz çalışmak mümkün olmuyor. Siz bu konuda nasıl çalışıyorsunuz?
Biz oyunu kuralına göre oynuyoruz. Londra’da bir müzik şirketi ile anlaştık ve onlara yıllık ödeme yapıyoruz ve müziklerini sınırsız olarak belgesellerimizde kullanıyoruz. Onlar da bizi beyaz listeye alıyor ve müziklerini kontrat bitene kadar kullanabiliyoruz. Çekimler bize ait, müzikler bize ait ve artık Youtube’dan para kazanabiliyoruz. Ama Youtube’dan kazandığımız paralar büyük paralar değil. Özellikle Türkiye’de çok komik rakamlar geliyor. Bunun dışında kişinin rızasını almak, çekimin son halini izletmek ve müzik kullanımlarına dikkat etmek gerekiyor. Telif giderleri dışında da birçok gideriniz bulunuyor tabii. Benim anladığım sadece Youtube geliri giderlerinize karşılamak için yeterli değil.
Youtube’un temel gelir kaynağımız olmasını istiyoruz fakat rakamlar, çalışma arkadaşlarımızın maaşlarını karşılayamayacak rakamlar. Az önce de bahsettiğim gibi bu sebeple dışarıdan prodüksiyon hizmeti veriyoruz. Markalara, şirketlere tanıtım işleri de yapıyoruz. Bu şekilde yeni projelerimizi finanse ediyor, kira gibi giderlerimizi karşılıyoruz.
Youtube’un temel gelir kaynağımız olmasını istiyoruz fakat rakamlar, çalışma arkadaşlarımızın maaşlarını karşılayamayacak rakamlar. Az önce de bahsettiğim gibi bu sebeple dışarıdan prodüksiyon hizmeti veriyoruz. Markalara, şirketlere tanıtım işleri de yapıyoruz. Bu şekilde yeni projelerimizi finanse ediyor, kira gibi giderlerimizi karşılıyoruz.
Bir medya şirketi kurdunuz ve yanınızda çalışanlar var, Youtube gelirleri yetmiyor, dışarıya işler yapıyorsunuz. Peki gelir kaynaklarınızı çeşitlendirebilecek farklı imkânlar var mı?
Bu mecralarda iş yapıp hayatını idame ettirmek isteyen insanların hevesini kursağında bırakan kısım burada başlıyor. Günün sonunda Youtube’da da iş yapsanız bir patronaja bağlı olarak çalışıyorsunuz. Ne kadar kazanacağınıza karar veren bir şirket var. Bunun dışında çeşitli gelir kaynakları da var tabii ki.
Geleneksel medya ile yeni medya dilinin git gide birbirinden ayrıştığı bir dönemdeyiz. Gazeteciler için gelecek burada diyebilir miyiz?
Geleneksel medyadaki bazı gazeteciler çalışma tarzı olarak kurumsal yapıda devam etmek istiyor. Kimisi de zorluğun farkında ama geleneksel medyadaki yerini bırakmak istemiyor. Geleneksel medyada bir şekilde var olamayanlar ise günün sonunda yeni medyayı tercih ediyor. Bence yeni medya mecralarında gazetecilik pratiği daha özgür ve daha hızlı şekilde gerçekleşiyor. Bizi düşünün. Mesela editöryal kısım, kurgu, kamera, karakter tek kişi bile yapabiliyor. İnsanlar içeriğe istediği zaman ulaşabiliyor, istediği yerde içeriği tüketebiliyor. Çok daha fazla içerik üretilmesi aralarından sıyrılmayı zorlaştırıyor. Aradan sıyrılabilmek içinse sabır ve zaman gerekiyor. Youtube gazetecilere inanılmaz imkânlar sundu.
Gelenekselde patronajdan ötürü kendine yer bulamayan gazeteciler kendi işlerinin patronu oldular ve kimseye hesap vermiyorlar. Yeni mecralar daha gerçekçi ve manipüle edilmesi zor istatistikler sunuyor. Totalde ne kadar izleniyor, cinsiyete göre izlenme oranları, hangi ülkeler ve şehirler izliyor gibi. Bu içerik üreticinin gelişimi ve hedefleri için inanılmaz bir veri. Kısacası evet gelecek burada.
Geleneksel medyadan farklı olarak bir gazeteci Youtube’da haber hazırlarken haberi toplama, dağıtma ve yayma aşamalarının hepsini tek elden gerçekleştiriyor. Bu sürecin tamamına hakim olmak zor bir iş değil mi?
Evet ama bu yetenek ve ilgi gerektiriyor. Bizim aramızda bu çalışma modeline 360 derece deniyor. Yani yükleyen, çeken, kapak fotoğrafını hazırlayan, kurgulayan ve renk atan hepsi tek kişiye ait. Tüm bu işleri yapabilmek güzel bir avantaj ama yorucu.
Slot Medya olarak gelecek hedefiniz nedir?
Slot markasını globale taşımak. Londra’da, Almanya’da, Amsterdam’da da haber çekeceğiz. Youtube üzerinden haber yaparken globalleşmek de daha kolay. İlk hedefimiz Avrupa. Burada yaptıklarımızı oraya taşımak, derdimizi Avrupa’da anlatabilmek
Birçok kişinin yapması gerektiği işi siz tek başınıza gerçekleştiriyorsunuz. Bir de saha süreci var. Sahada editörlük yapıyorsunuz ve muhtemelen kafanızdaki senaryo ile uyuşmayan birçok şeyle karşılaşıyorsunuz. Son olarak bize bu süreci özetleyebilir misiniz?
Önce konuyu belirliyoruz sonra nasıl anlatacağız, nerelere değineceğiz onlara bakıyoruz. Editoryal kısım sağlam olursa sahada ve kurguda her şey rayında gider. Bu yüzden bir senaryo iskeleti oluşturup uyuşmayan şeyler olsa bile iskelete sadık kalmaya çalışıyoruz. Editöryal kısımdan sonra karakteri belirliyoruz ve çekim yapılıyor. En son kurgusu, rengi ve ses miksajı yapılıp Youtube’a yükleniyor. Derdimizi iyi anlatmak için editöryal kısım çok önemli.
E-Bülten Kaydı
Gelişmelerden haberdar olun.