Emre Bayın ile Kitabın Editöryal Yolculuğu
Ece Nisa Güven
Editör: herkesçe bilinen ama karşılığı ve önemi tam olarak kavranamayan bir meslek grubu. Çoğu zaman arka planda kalıp süreci yöneten editör, bir kitabı sorunsuz bir şekilde okura ulaştıranların başında geliyor. İletişim Yayınları editörü Emre Bayın ile kitabın editöryal yolculuğunu; dosya kabulünden dağıtıma kadar olan süreci konuştuk.
Öncelikle biraz kendinizden bahseder misiniz? Kaç yıldır editörlük yapıyorsunuz editör olmaya nasıl karar verdiniz?
Emre Bayın: 2014’ten beri İletişim Yayınları’nda çalışıyorum. Yayınevine gelen edebiyat dosyalarına bakıyorum. Aslında şöyle karar verdim diye anlatacağım net bir an yok. Üniversitede kendi tercihimle edebiyat okudum, ondan önce de kitaplarla aram hep iyiydi. Yani kitap okumak bir hobi olmanın ötesindeydi. Böyle olunca, severek ve isteyerek yapabileceğim en güzel iş de bu olabilirdi.
Editörlüğü bize biraz anlatır mısınız bir editör ne yapar görevleri nelerdir, bir editör nasıl olmalıdır?
E.B: Yayınevlerine incelenmesi için belli dosyalar geliyor. Bir editör gelen bu dosyaları inceleyen, yayın kuruluyla birlikte bu dosyanın yayımlanıp yayımlanmayacağına karar veren, dosya üzerinde çalışan ve onu kitap haline getiren kişidir. Çeviriyse çevirinin doğruluğunu kontrol etmek, kurguysa kurgunun zaman, mekan, karakter tutarlılığını kontrol etmek bir editörün görevidir.
Çeviri kontrolünden bahseder misiniz? Bir kitap nasıl çevriliyor, Türkçeye çevirirken tam karşılığı olmayan kelimelerde ne yapılıyor?
E.B: Çeviri kontrolü ekranın bir tarafına metnin orijinal halini diğer tarafına çevirmenden gelen metni koyup ikisini karşılaştırarak yapılıyor. Burada baktığımız şey kelimeleri yerlerine birebir aynı şekilde koymuş mu diye kontrol etmek değil, o metni gerçekten eksiksiz bir şekilde Türkçeye aktarabilmiş mi, Türkçe dil kurallarına uygun mu bunu kontrol etmek.
Dosya nedir, doğru bir dosyanın içeriğinde neler olmalıdır? Bize iyi dosya ile kötü dosyayı karşılaştırabilir misiniz?
E.B: Dosya, yazarın metninin, yani “yazdıklarının” ta kendisidir. Bu metin word vb. programlar aracılığıyla bilgisayarda yazılmış olabileceği gibi, doğrudan kağıda aktarılmış da olabilir. Aslında iyi dosya gerçekten her şeyi tamamlanmış, bitmiş ve dizilmiş dosyadır. Kötü dosya ise sinopsis olarak gelen ya da tam olarak sonlanmamış dosyadır. Eğer tamamlanmamış bir dosya gönderiliyorsa biz bu dosyayı incelemiyoruz. Çünkü başı ve sonu tam anlamıyla belli olmayan bir dosya hakkında karar verilmesi çok mümkün değil.
Bir dosyanın incelenmesi ne kadar sürüyor?
E.B: Dosya yoğunluğuna göre bu süre değişebiliyor ama en az üç ay en fazla altı ay olacak şekilde mutlaka olumlu veya olumsuz geri bildirimde bulunuyoruz. Olumsuz dönüşlerimizde de detaylı bir şekilde dosyada ne gibi eksikler olduğunu ve neden kabul etmediğimizi açıklıyoruz. Deneme, kişisel gelişim ve şiir kitaplarını basmadığımız için de bu konulardaki dosyalar bize tamamlanmış şekilde gönderilse bile kabul etmiyoruz. Bu tamamen yayıneviyle ilgili bir durum.
Aslında iyi dosya gerçekten her şeyi tamamlanmış, bitmiş ve dizilmiş dosyadır. Kötü dosya ise sinopsis olarak gelen ya da tam olarak sonlanmamış dosyadır.
Dosya tamamen incelendikten sonra basmaya değer olup olmadığına nasıl karar verilir?
E.B: Bizim yaklaşık 15 kişiden oluşan bir yayın kurulumuz var. Bu kurulda dosyalar hakkında ortak kararlar alıyoruz. Kurguysa özgün dil kullanımı, kurulan anlatım dünyasının yoğunluğu, bütünlük; kurgu dışıysa özgün bir değerlendirme olup olmadığı, incelediği alana ne gibi “yeni” sözler eklediği aranan kıstaslar.
Bilindiği üzere kitaplar genellikle birçok insan tarafından kapaklarına göre seçilir. Kapakların bir kitabı pazarlamak için ne kadar etkili bir silah olduğunu biliyoruz.Kitap kapağı yapılırken nelere dikkat edilir ve kapak kim tarafından seçilir?
E.B: Yazar, editör ve tasarımcının ortaklaşa yürüttüğü bir süreç bu. Yani doğrudan bir “seçim” yok. Kapaklara yazar, editör ve tasarımcının bir araya gelmesiyle karar veriliyor. Çoğu zaman yazardan bir fikir çıkıyor bunun üzerine editör yorumlarını ekliyor ve bu fikir en son tasarımcıya gidiyor.Fikirleri tasarımcıya iletirken birazda kitaptan bahsediyoruz. Çünkü tasarımcının kitabı okumak gibi bir şansı yok çoğu zaman. O yüzden aklımızda bulunan fikirleri tasarımcıya anlatıyoruz.
Kapağın seçimini yazara bırakmak kitaba daha az ticari gözle bakmak anlamına gelmiyor mu? Yayınevi seçtiği tasarımla belki de kitaptan daha büyük bir gelir sağlayabilecekken neden kitaba daha az ticari yaklaşıyor?
E.B: Yazarın seçtiği kitap kapağı dikkat çekmeyecek veya satışa engel olacak gibi bir durum söz konusu değil. Bizim seçmemiz veya yazarın seçmesi hiç fark etmiyor bizim için asıl önemli olan kitaba uygun kapağı bulabilmek. İnsanlar ilk başlarda kitapları kapaklardan görüyorlar ve kapaktan, arka kapak yazısından etkilenip kitabı alıyorlar. Bence, en güzel kapak en dikkat çekici kapaktır.
Bir kitap basılırken ilk etapta kaç adet basım yapılıyor. Yazarın tanınır olup olmaması veya kitabın türü basılan adet üzerinde etkili oluyor mu?
E.B: Belirli bir basım adedi yok. Kitaba, yazara, hatta bazen türe göre bu adetler değişebiliyor. Yazarın daha önce çıkmış kitabı varsa o kitabın satışları veya yoksa o türde başka yazarların kitaplarının ne kadar sattığı iyice kontrol ediliyor ve karar bundan sonra veriliyor. Her kitabı belli bir sayıda basacağız diye genel bir kural yok, her şey değişebiliyor.
Kitap basım sözleşmesinden bize biraz bahsedebilir misiniz? Yazarın ve yayınevinin kitap basıldıktan sonra kitap üzerinde ne gibi hakları bulunuyor?
E.B: Kitap basım sözleşmesi hem yazarın, hem de yayınevinin telif haklarını koruma altına almak için yapılan bir sözleşme. Bunu bir örnek üzerinden değerlendirmek gerekirse yayımlanan metinden 20 sayfa alınıp başka bir yerde
kullanılamaz veya hikaye alınıp dizi veya film yapılamaz. Bu sözleşme iki tarafın da haklarını koruyan tek güvence. İzinsiz yapılan her şeyde yazara olduğu kadar yayınevine karşı da bir suç işlenmiş sayılıyor. Bu yüzden iki taraf da birbirlerinin haklarını korumak zorunda. Sözleşme imzalandıktan sonra ise belli bir süresi oluyor ve bu süre zarfında kitapla ilgili yapılacak her şey yazar ve yayınevine sorulmak zorunda. Süre bittikten sonra ise yazar sözleşmeyi aynı yayıneviyle yenileyip devam edebilir veya başka bir yayıneviyle anlaşma sağlayabilir.
Son olarak okuyup çok etkilendiğiniz bir proje oldu mu?
E.B: Şu sıralar Memduh Şevket Esendal’ın eserlerini tekrar yayımlıyoruz, Behçet Çelik hazırlıyor. Onları yayımlamak son derece heyecan verici bir durum.
E-Bülten Kaydı
Gelişmelerden haberdar olun.